5651 SAYILI KANUN’DA YAPILAN SON DEĞİŞİKLİKLER KAPSAMINDA
“UNUTULMA HAKKI”
Unutulma hakkı; dijital hafızada yer alan bireylere ait rahatsız edici her türlü kişisel içeriğin, yine bireylerin talebi üzerine bir daha geri getirilemeyecek biçimde ortadan kaldırılması/silinmesi olarak tanımlanmıştır. Kişisel içerikten kasıt başvurucu hakkında her türlü yazı, görüntü, ses, video vb. materyallerdir. Bu içeriklerin başvurucunun rızası hilafına dijital ortamda yer alması durumunda unutulma hakkı söz konusu olacaktır. Bir başka anlatımla unutulma hakkı, internet-dijital ortamda varlığını koruyan bir içeriğin uzun süreler boyunca kolayca ulaşılabilir olması nedeniyle kişilerin şeref ve itibarının zedelenmesidir.
Mevzuatımız içerisinde “Unutulma Hakkı” kavramsal olarak tanımlanmamakla birlikte gerek içtihatlar ile gerekse de KVKK kapsamında verilen kararlarda bu talebi karşılayabilecek düzenlemeler mevcuttur.
Yargıtay Ceza Dairesi bir kararında unutulma hakkını “üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlemesini isteme hakkı olarak ifade edilebilir…” diye tanımlamıştır.
Fakat tüm bu tanımlamalar kanımızca eksik bir tanımlamadır. Bu hakkın kapsamını salt uzun süreler boyunca dijital ortamda varlığını sürdürmesi olarak nitelendirmek eksik kalacaktır. Kişisel veri niteliğinde olan veya basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyen durumlar da uzun bir süre beklemeksizin bu hakkın işletilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Bu hakkın amacı, internetin yaygınlaşması ve sağladığı imkânlar nedeniyle ifade ve basın özgürlükleri ile kişilerin manevi varlığının geliştirilmesi hakkı arasında gerekli hassas dengenin kurulmasını sağlamaktır.
5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 29 Temmuz 2020’de Meclis tarafından kabul edildi ve 31 Temmuz 2020’de Resmi Gazete’de yayımlandı.
Düzenlemeye göre kişiler, kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle sulh ceza hakimliklerine yaptıkları içeriğin çıkarılması ya da erişimin engellenmesi taleplerinin yanında, isimlerinin karara konu internet adresleri ile ilişkilendirilmemesini de talep edebilecek ve bu kapsamda arama motorlarına gerekli bildirim yapılacaktır.
Düzenlemeden önce 5651 sayılı kanun kapsamında alınan “Erişimin Engellenmesi veya İçeriğin Çıkarılması” kararlarında söz konusu içerik arama motorlarında erişilebilir halde durmakta sadece yayını yapan internet sitesinden içerik yayından çıkarılmaktaydı. Yani karara konu içerik arama motorlarında arandığında kullanıcının karşısına çıkmaktaydı. Bir diğer sorun ise erişimi engellenen içerik sadece Türkiye sınırları içerisinde engellenmekte VPN vasıtasıyla veya yurtdışından yapılan aramalarda yayında olduğu görülmekteydi. Yapılan son değişiklik ile bu durumun önüne geçmenin amaçlandığı görülmektedir.
5651 sayılı kanuna eklenen 10. Fıkra hükmüne göre; “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talep etmesi durumunda hâkim tarafından, başvuranın adının bu madde kapsamındaki karara konu internet adresleri ile ilişkilendirilmemesine karar verilebilir.” denilmektedir. 5651 sayılı kanun ile erişimin engellenmesi ve içeriğin çıkarılmasının yanında 9. Maddenin 10. Fıkrası ile unutulma hakkı da amaçlanmaktadır. Bu fıkra uyarınca başvurucu kanun hilafına yayın yapan internet siteleri için erişimin engellenmesi ve yayından çıkarılması talebinin yanında arama motorlarında ilişkilendirilmemesi talebi ile birlikte tam bir anonimlik sağlanacağı kanaat ve düşüncesindeyiz. Bunun için başvurucunun hakimden başvuru dilekçesinde hangi arama motorları ile ilişkilendirilmemesi gerektiği talebini de belirtmesi gerekmektedir.
“UNUTULMA HAKKI” İLE İLGİLİ VERİLMİŞ KARARLAR
- Anayasa Mahkemesi’nin 03.03.2016 tarihli ve 2013/5653 Başvuru Numaralı Kararında,
“Bireyin geçmişte haber yapılmış ve gerçeğe aykırılığı ileri sürülmemiş davranışlarının artık hatırlanmasının engellenmesinin hukuki mesele olarak ortaya konulduğu, internet haber arşivlerindeki kişisel verilere erişimin engellenerek kişilerin yaptıklarının unutulmasının sağlanması yönündeki talebin unutulma hakkı olarak nitelendirildiği, ayrıca kararda; “Başvuru tarihi itibarıyla söz konusu haberin yaklaşık on dört yıl önceki bir olaya ilişkin olduğu ve böylelikle güncelliğini yitirdiği açıktır. İstatistiki ve bilimsel amaçlar yönünden de yukarıda ifade edilen gerekçelerle bu bilgilere internet ortamında kolaylıkla ulaşılmayı gerekli kılan bir neden bulunmamaktadır. Bu bağlamda kamu yararı bakımından siyasi veya medyatik bir kişiliğe sahip olmayan başvurucu hakkında internet ortamında yayınlanan haberlerin kolaylıkla ulaşılabilirliğinin başvurucunun itibarını zedelediği açıktır.” denilmek suretiyle unutulma hakkının nasıl ele alınması gerektiğine ilişkin kriterler belirlenerek haberlerin kişinin Anayasa’nın 17 nci maddesinde güvence altına alınan şeref ve itibarın korunması hakkını ihlal ettiğine karar verilmiştir.
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/4-56 Esas, 2015/1679 Karar sayılı 17.06.2015 tarihli Kararında;
Unutulma hakkının; üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlenmesini isteme hakkı olarak ifade edildiği, bireyin geçmişinde yaşadığı olumsuz etkilerden kurtularak geleceğini şekillendirebilmesinin bireyin yararına olduğu gibi toplumun kalitesinin gelişmişlik seviyesinin yükselmesine de etkisinin tartışılmaz olduğu ifade edilerek unutulma hakkının gereği gibi sağlanmasının bireye faydası olduğu kadar topluma da faydası olduğunun vurgulandığı, bunun da ötesinde kararda unutulma hakkı tanımlarına bakıldığında her ne kadar dijital veriler için düzenlenmiş ise de, bu hakkın özellikleri ve bu hakkın insan haklarıyla arasındaki ilişkisi dikkate alındığında; yalnızca dijital ortamdaki kişisel veriler için değil, kamunun kolayca ulaşabileceği yerde tutulan kişisel verilere yönelik olarak da kabul edilmesi gerektiğinin ifade edildiği görülmektedir.
- Unutulma hakkına ilişkin olarak Kanunun yürürlüğe girmesinin ardından verilen Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2016/15510 Esas, 2017/5325 Karar sayılı 05.06.2017 tarihli kararında;
Bir internet sitesinde yer alan haberin güncellik değerini yitirdiği, dolayısıyla haberin o tarihte “gerçeklik ve doğruluk” kriterlerini karşılamasının artık bir önemi kalmadığı, adı geçen habere istenildiği zaman ulaşılmasının, toplum açısından yanlış algılamaya yol açabileceği, haberin yayında kalmasının toplumun ilerlemesi, gelişmesi için bir katkı sağlamayacağı, kamu yararına toplum hafızasında yer etmesi gibi bir etkisi olmadığı, haberin içeriğini oluşturan kişilerin toplumu temsil ve topluma hizmet etme gayesiyle seçilmiş veya atanmış siyasilerden olmadığı gibi, topluma kendini anlatma ve toplumu aydınlatma gayesiyle eser veren sanatçılardan veya aydınlardan da olmaması nedeniyle suç geçmişlerine dair bilgilerin kamuyu ilgilendirmediği belirtilerek unutulma hakkının ifade ve basın özgürlüğüne üstün tutulduğu, ayrıca kararda Kanuna atıf yapılmasa da unutulma hakkının kişisel verilerin korunması hakkı içinde ele alındığı anlaşılmaktadır.
- Ayrıca Unutulma hakkı konusunda Kişisel Verileri Koruma Kurumu (“KVKK”) da, 23.06.2020 tarihli 2020/481 sayılı kararıyla, kişilerin arama motorlarında indekslenen sonuçlara yönelik haklarını arama motorlarına karşı ileri sürebileceği, arama motorları tarafından menfaatler arası denge testi yapılması gerektiği ve taleplerinin reddi halinde KVKK’ya şikayette bulunabileceklerine karar vermiştir
Av. S. Ahmet AKGÜN