ÇATMA NEDİR ?
1) Tanım ve Uygulama Alanı
Bir deniz ticareti hukuku terimi olan çatma, iki ya da daha fazla geminin birbiriyle çarpışması anlamına gelmektedir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere; gerçekleşen çarpışmanın “çatma” olarak nitelendirilebilmesi için çarpışan nesnelerin Türk Ticaret Kanunu’nun 931. maddesinde yer verilen gemi kavramına uyumluluk göstermesi gerekmektedir. Bu nedenle ilk olarak kanunda yer aldığı şekliyle gemi kavramı ele alınmalıdır.
TTK’nın “gemi, ticaret gemisi” üst başlıklı 931. Maddesinin 1. fıkrasında;
“Tahsis edildiği amaç, suda hareket etmesini gerektiren, yüzme özelliği bulunan ve pek küçük olmayan her araç, kendiliğinden hareket etmesi imkânı bulunmasa da, bu Kanun bakımından “gemi” sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu bağlamda yer verilen tanıma uymayan sudaki her türlü nesne gemi olarak kabul görmeyecek dolayısıyla da çatmanın konusunu oluşturmayacaktır. Örneğin bir geminin bir dubaya çarpması halinde -duba TTK’da yer verilen gemi tanımına uymadığından- çatmadan söz edilemeyecek ve çatma hükümleri uygulanmayacaktır.
Yine önemle belirtmek gerekir ki; TTK’nın çatma başlığı altındaki hükümleri gemi–ticaret gemisi ayrımı yapılmaksızın kanundaki tanıma uyan her türlü gemi için uygulanacaktır. Yani yatların, gezinti gemilerinin, devlet gemilerinin, harp gemilerinin; gemi hükmündeki bir başka nesne ile çarpışması halinde çatma hükümleri uygulama alanı bulacaktır.
Ayrıca geminin, bir manevrayı yapmak veya yapmamak yahut seyir kurallarına uymamak suretiyle başka bir gemiye veya gemide bulunan insanlara veya eşyaya fiili çarpışma olmaksızın zarar vermesi hâlinde de, çatma hakkındaki hükümler uygulanacaktır. Doktrinde bu durum, “kıyasen çatma” veya “dolaylı çatma” olarak adlandırılmaktadır.
2-) Çatma Çeşitleri
TTK’da çatmadan doğan zararlar için kusur sorumluluğu esas kabul edilmekle birlikte kanunda kusursuz sorumluluk hali de düzenlenmiştir.
- Kusursuz Çatma :Kusursuz çatma hali TTK’nın 1287. Maddesinde düzenlenmiş olup hükme göre; neden kaynaklandığı anlaşılamayan bir sebeple veya umulmayan bir hal ya da mücbir bir kuvvet nedeniyle çatma meydana geldiyse bu durumda kusursuz çatmadan bahsedilecektir. Kusursuz çatma halinde meydana gelen zararlardan, zarara uğrayan sorumlu olacaktır. Diğer bir anlatımla bu halde; bir tarafın diğer tarafın zararlarını karşılaması söz konusu olmayacak, herkes kendi zararını karşılayacaktır.
Ayrıca gemilerden biriveya hepsi demirli ikençarpışmanın meydana geldiği hallerde de kusursuz çatma hükümleri uygulanacaktır.
- Kusurlu Çatma : Kanun koyucu kusurlu çatma hallerinde; “bir tarafın kusurundan kaynaklanan çatma” ve “ortak kusurdankaynaklanan çatma” olmak üzere ikili bir ayrıma gitmiştir.
Bir tarafın kusurundan kaynaklanan çatma hali,TTK’nın 1288. maddesinde düzenlenmiştir. Kanun hükmüne göre “Çatma, gemilerden birinin donatanının veya gemi adamlarının kusurundan ileri gelmişse, zararı o geminin donatanı tazmin etmek zorundadır.”
Ortak kusurdan kaynaklanan çatma hali ise 1289. ve 1290. maddelerinde “eşya zararı” ve “bedensel zarar” üst başlıklarıyla düzenlenmiştir.
– Çatma, çarpışan gemilerin donatanlarının veya gemi adamlarının kusurlarından ileri gelmişse, bu gemilerin donatanları, çatma yüzünden gemilerin veya gemide bulunan eşyanın uğradıkları zarardankusurlarının ağırlığı oranında sorumludur. Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki; bu tazminat istemleri bakımından, donatanların üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğu müteselsil değildir.
– Çatma, çarpışan gemilerin donatanlarının veya gemi adamlarının kusurlarından ileri gelmişse, bu gemilerin donatanları, gemilerde bulunan kişilerin çatma yüzünden ölümünden veya yaralanmasından yahut sağlığının bozulmasından doğan zararlardanmüteselsilen sorumludur. Bununla beraber, duruma göre bu oranın tespiti mümkün olmaz veya tarafların aynı derecede kusurlu olduğu ortaya çıkarsa, taraflar eşit oranda sorumlu olacaktır.Donatanların birbirine rücuunda, her donatan, kusurunun ağırlığı oranında sorumludur.
Görüleceği üzere; eşya zararı ve bedensel zararla sonuçlanan çatmalarda, kanun koyucu tarafından donatanların sorumluluğu da farklı şekilde düzenlenmiştir. Ayrıca çatma halinde, tarafların kusurlarının belirlenmesinde herhangi bir karine dikkate alınmamaktadır.
3-) Çatma Sonrası Yardım Yükümlülüğü
Çatmanın gerçekleştiği hallerde, kanun koyucu tarafından gemi kaptanlarına ayrıca bir yardım yükümlülüğü getirilmiştir. Düzenlemeye göre; bir çatmadan sonra her geminin kaptanı, kendi gemisini, gemi adamlarını ve yolcularını ciddi bir tehlikeye atmadan mümkün olması şartıyla, diğer gemiye, gemi adamlarına ve yolculara yardımla yükümlüdür.Öngörülen bu yardım yükümlüğünün kaptan tarafından ihlal edilmesi halinde, donatan sırf bu ihlalden dolayı sorumlu tutulamayacaktır.
4-) Şekil Şartı
Kanun koyucu, çatmanın meydana gelmesinden sonra gerçekleşen zararların tazmini için açılacak davalar öncesinde hiçbir şekil şartı öngörmemiştir. Bu nedenle çatma nedeniyle zarara uğrayan kişinin açacağı dava öncesinde bir ihtar düzenlenmesi veya başkaca bir şekil şartının yerine getirmesi söz konusu değildir.
Av. Abdullah KARADEMİR