Bilişim Hukuku Derneği’nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Ergün, sosyal medyada toplumun sinir uçlarını harekete geçirebilecek tarzdaki haberler ya da bir kişi veya kuruma duyulan kin ve nefret üzerinden yalan haber yaymak suretiyle gerçekleştiğini vurguladı.
Ergün, amacın toplumun algısını değiştirmek ve manipüle etmek olduğunu aktararak şu değerlendirmelerde bulundu:
‘Manipülasyon veya yalana dayalı bir bilginin ve haberin aslı veya mahkemeye intikal etmiş bir dosyanın içeriği bilinmeden ‘Sosyal Medya Mahkemeleri’ kurulmakta ve bu suretle adalet aranmaktadır. Bu türden manipülasyona dayalı hareketlerin bağımsız mahkemelerin kararlarını etkilemekte olduğu da gözlemlenmektedir. Sosyal Medya Kanunu olarak ta bilinen 5651 sayılı kanunda yapılan 7253 sayılı kanun değişikliği neticesinde sosyal medya kullanıcılarının hakları genişletilmiştir. Bunlardan en önemlisi ‘sosyal ağ sağlayıcıları madde 9 kapsamında kişilik haklarının ihlal edildiğini ya da madde 9/A kapsamında özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler tarafından yapılacak başvurulara, başvurudan itibaren en geç kırk sekiz saat içinde olumlu ya da olumsuz cevap vermekle yükümlüdür’ maddesidir. Fakat bu madde hükmünün uygulamada bir karşılığı yoktur ve halen uygulanmamaktadır.’
Ergün, çevrim içi platformlardaki manipülasyonun önüne geçmek amacıyla yasal düzenleme yapılmasının artık bir zorunluluk haline geldiğini kaydederek, ‘Konu ile ilgili olarak dünyadaki ilk yasal düzenlemelerden birini ‘Enformasyonun Manipüle Edilmesine Karşı Mücadele Kanunu’ adlı kanun ile Fransa yapmıştır. Bu Kanun aynı zamanda “yalan haber kanunu” (loi fake news) olarak da bilinmektedir. Kanun, özellikle seçim döneminde dolaşıma sokulan yalan ve manipülatif haberleri engellemenin yanında yalan haberlerin yayılmasının önüne geçmek ve ülkenin temel çıkarlarını tehlikeye sokmaya çalışan haberlere de erişimin kısıtlanması amacını taşımaktadır. Kanuna aykırılık durumunda aykırılık teşkil eden fiilin işlendiği ortama göre geçici kapatma, para cezası ve hapis cezası gibi yaptırımlar öngörülmüştür.’ ifadelerini kullandı.