SOSYAL MEDYA MANİPÜLASYONU
Sosyal medya; sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü ve ses gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkan sağlayan bir sistemler bütünüdür. İnternet kullanımına paralel olarak kullanıcıların hemen hemen tamamına yakınının en az bir adet sosyal medya uygulamasında üyelikleri ulunmaktadır.
Sosyal medya, teknolojinin de etkisiyle televizyon, radyo, gazete gibi geleneksel medyanın yerine geçmiştir. İnsanlar içinde bulunduğu toplumdan veya dünyadan haber almak için bir sonraki gün basılacak olan gazeteleri ya da televizyon haberlerini beklemek yerine her an ulaşabilecekleri telefon, tablet, bilgisayar gibi teknolojik aletler vasıtasıyla sosyal medya uygulamalarını tercih etmektedir.
Sosyal medya; ülkenin demokratikleşmesi yönünde önemli katkılar sağlarken bir takım riskleri de beraberinde getirmektedir. Hakikate dayalı habercilik demokrasiyi güçlendirirken, çarpıtma ve yalan üzerine kurulu tahrif haberciliği demokrasiye büyük zararlar vermektedir. Maalesef bazen hiç yaşanmamış veya gerçekleşmemiş bir olayın gerçekmiş gibi lanse edilmesi ya da yalan ve yanlış bilgilere dayalı manipülasyon faaliyetleri ile kullanıcıların algısını değiştirmesi gibi riskler ile sosyal medya, kötü niyetli kişilerin emellerine hizmet etmek için de kullanılmaktadır. Bu türden kullanımın doğal bir sonucu olarak “Sosyal Medya Linçi, İtibar Suikasti, Hedef Gösterme” gibi hukuka da aykırı fiiller ortaya çıkmaktadır. Bir kişi veya kuruma duyulan kin ve nefret neticesinde o kişi ve kurum hakkındaki yalan ve yanlış bilgiler sosyal medyanın etkileşim gücü sayesinde inanılmaz boyutlara çıkabilmekte ve kullanıcıların algıları değiştirilerek manipülasyona davetiye çıkarılmaktadır.
Manipülasyona dayalı bilgiler genellikle kullanıcıların dini, ırkı, maddi ve manevi varlığı, veya siyasi yönelimlerini harekete geçirmeyi amaçlamaktadır. Bu türden faaliyetler genellikle bot hesaplar tarafından ortaya atıldıktan sonra diğer bot hesaplar marifetiyle etkileşimi çoğaltılarak manipülasyona dayalı haberin görünürlüğü artırılmaktadır. Bu aşamadan sonra manipülasyona dayalı bilgi, toplum tarafından kabul görmüş siyasetçi, kanaat önderi, gazeteci, sanatçı ya da toplumda karşılığı bulunan bir kullanıcı hesabı tarafından da paylaşıldığında artık hedefteki kullanıcıların algıları zedelenmekte veya değiştirilmektedir.
Sosyal medya platformları kullanılarak manipülasyona dayalı haberlerin teyiti için maalesef şuan için herhangi bir mekanizma bulunmamaktadır. Bu türden haberlerin gerçek failleri tespit edildiğinde cezai ya da hukuki müeyyideleri mümkün olsa da paylaşıldığı anda ve sosyal medyada etkileşime girdiği anda hızlı reaksiyon gösterilemediğinden kullanıcıların algısı değiştirilmektedir. Manipülasyona dayalı haberi yaratan failler tespit edilip cezalandırılsa da bu türden haberlerin çıktığı andaki etkileşimi, haberin yalan olduğu bilgisinin ulaştırılmasında eksik kalmaktadır. O yüzdendir ki kullanıcıların önemli bir kısmının algı ve intibası artık değiştirilememekte, failler amacına ulaşmaktadır.
Son dönemlerde sosyal medya platformlarında artan manipülasyona dayalı haberler üzerine Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen İnternet Medyası Çalıştayı’nda konu ile ilgili olarak manipülasyona dönük haberlerin bir medya terörü örneği olduğunu, internet medyasında cevap ve düzeltme hakkının eksik kaldığını, internet gazeteciliği hakkında hukuki düzenleme yapılarak yasal statü kazandırılması gerektiğine işaret edilmiştir.
Konu ile ilgili olarak bu yönde ilk yasal düzenlemelerden birini “Enformasyonun Manipüle Edilmesine Karşı Mücadele Kanunu (loi relative à la lutte contre la manipulation de l’information)” adlı kanun ile Fransa yapmıştır. Bu Kanun aynı zamanda “yalan haber kanunu” (loi fake news) olarak da bilinmektedir. Kanun; özellikle seçim döneminde dolaşıma sokulan yalan ve manipülatif haberleri engellemenin yanında yalan haberlerin yayılmasının önüne geçmek ve ülkenin temel çıkarlarını tehlikeye sokmaya çalışan haberlere de erişimin kısıtlanması amacını taşımaktadır. Kanuna aykırılık durumunda aykırılık teşkil eden fiilin işlendiği ortama göre geçici kapatma, para cezası ve hapis cezası gibi yaptırımlar öngörülmüştür.
13 Mayıs 2020’de yürürlüğe giren Avia Kanununda ise sosyal medya şirketlerine; ayrımcılık, nefret, şiddet, insanlığa karşı suçların inkarı ve cinsel taciz içerikli paylaşımları kullanıcılardan gelen şikayetler üzerine 24 saat içinde; terör ve çocuk pornografisi içerikli paylaşımları ise yetkili makamlardan gelen bildirim üzerine 1 saat içinde kaldırma yükümlülükleri öngörülmüştür. Bu yükümlülüklere aykırı hareket eden sosyal medya şirketlerine ise yüksek meblağlarda adli para cezası verilmektedir.
Keza Almanya, İngiltere, ABD, Çin gibi ülkeler de “Dezenformasyon Ve Yalan Haber” içerikli haberlere karşı yasal düzenleme yoluna gitmişlerdir. Ayrıca yalan haberle yasal mücadele kapsamında ele alınabilecek bir diğer yöntem ise ülkelerin rekabet kurumları tarafından bu türden firmalara para cezası öngörülmesidir.
Sonuç olarak sosyal medya platformları ya da internet haberciliği platformlarında yalan haber ve içeriklerin yayılımının toplum üzerinde yarattığı etkiler göz önüne alındığında çevrim içi platformları denetlemek için düzenleme yapılması artık bir zorunluluk teşkil etmektedir.
Av. Seyit Ahmet AKGÜN