TÜRK HUKUKUNDA VELAYET HÜKÜMLERİ, VELAYET DAVASI VE VELAYETİN KALDIRILMASI
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu m.335 ve devamında velayete ilişkin hükümlere yer vermiştir. Buna göre reşit olmayan çocuk ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar.
Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.
Çocuk evlilik birliği dışında dünyaya gelmişse velâyet anaya aittir. Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velâyet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velâyeti babaya verir.
Velayetin Kapsamı
Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararları alır ve uygularlar.
Çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür.
Ana ve baba, olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanırlar; önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutarlar.
Çocuk, ana ve babasının rızası dışında evi terk edemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan alınamaz. Çocuğun adını ana ve babası koyar.
Velayet Davası
Velayet davası ise velayet hakkı kendinde olmayan eşin diğer eşe karşı açtığı bir davadır. Aile hukukuna ilişkin olan velayet davası aile mahkemesinde açılır.
Davayı açacak olan eş, velayete dair sorumluluklara uygun hareket edilmediği, velayetin kötüye kullanıldığı veya velayet hakkı sahibinin görevlerini yerine getirmediği (çocuğa sürekli şiddet uygulaması, eğitim hakkını elinden alması, sağlığına ciddi zarar vermesi, ahlak dışı bir yaşama sevk etmesi, başıboş bırakması, kişisel ilişkiyi engellemesi vs.) gibi hususları öne sürerek velayetin değiştirilmesini isteyebilir.
Velayet, kamu düzenine ilişkindir ve velayetin düzenlenmesinde esasen küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak önem arz eder.
Bu nedenle hâkim, gerek ayrılık ve boşanma durumunda gerekse velayetin değiştirilmesine yönelik istemleri incelerken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararını gözetir. Velayetin kime verileceği konusunda geniş bir takdir hakkı tanınmış olan hakim, çocuğun ihtiyaçları, yaşı ve tarafların ruhsal, fiziksel, sosyal, ahlaki ve kültürel yönden standartları bir bütün olarak değerlendirir. Aynı zamanda özellikle 8 yaşının üzerindeki çocukları (Yargıtayın güncel uygulamalarına göre çocuğun idrak yaşı, 8 yaş veya üstüdür) mahkeme huzurunda bizzat dinlemekte ve çocukların görüşlerine önem vermektedir.
Velayetin Kaldırılması
Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, hâkim aşağıdaki hâllerde velâyetin kaldırılmasına karar verir:
Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi.
Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması.
Velâyet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır.
Kararda aksi belirtilmedikçe, velâyetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar.