KİŞİLER ARASINDAKİ KONUŞMALARIN DİNLENMESİ VE KAYDA ALINMASI

Categories: Genel

KİŞİLER ARASINDAKİ KONUŞMALARIN DİNLENMESİ VE KAYDA ALINMASI

Günümüzde gelişen teknolojiye paralel olarak hemen hemen herkesin elinde ses kaydı yapabilen cep telefonu bulunmaktadır. Cep telefonlarının bu özelliklerini kullanmak bazen farkında olmadan Türk Ceza Kanunu kapsamında bir suç işleyip işlemediğimiz sorularını akıllara getirmektedir. İşte iki veya daha fazla kişi tarafından başkalarının bilmesini istemedikleri konuşmaların dinlenmesi, kayda alınması veya kaydedilen verilerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi ile bu suç oluşacaktır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenen 133. Maddesinde “Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi Ve Kayda Alınması” suçu düzenlenmiştir. Madde metnine göre;

                      (1) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

                      (2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

                       (3) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve dört bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.

Maddenin gerekçesinde, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suç olarak tanımlanmaktadır.

Bir arada bulunan kişiler arasında yapılan konuşmanın aleni olmayan konuşma olarak kabulü için konuşmanın yapıldığı yerin önemi yoktur. Bu bakımdan, örneğin bir parkta iki kişi arasında geçen konuşmanın başkaları tarafından ancak özel gayret gösterilerek duyulabilecek olması hâlinde, aleni olmayan konuşma söz konusudur. Keza, örneğin bir evde sınırlı sayıda kişiler arasında yapılan konuşma, aleni olmayan bir konuşmadır.

Birinci fıkrada tanımlanan suç, aleni olmayan konuşmanın bir aletle dinlenmesi veya bir ses alma cihazı ile kayda alınması ile oluşur. Söz konusu suçu, aleni olmayan konuşmanın tarafı olmayan kişi işleyebilir. Suçun oluşabilmesi için, konuşmanın taraflarından herhangi birinin rızasının olmaması yeterlidir. Bu bakımdan konuşmanın taraflarından birinin rızasının olması, fiili suç olmaktan çıkarmayacaktır.

Maddenin ikinci fıkrasında, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların, söyleşiye katılan kişilerden biri tarafından diğerlerinin rızası olmadan kayda alınması, suç olarak tanımlanmıştır.

Maddenin üçüncü fıkrasına göre, birinci ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların işlenmesi suretiyle elde edildiği bilinen veya böylece elde edildiği kabul edilebilecek olan bilgilerden yarar sağlanması veya bunları başkalarına verilmesi veya bunlardan diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin etmek, suç olarak tanımlanmıştır. Bu konuşma içeriklerinin basın ve yayın yoluyla yayınlanması, daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir.

Bu suçun oluşabilmesi için mağdurlardan birinin şikayet etmesi gerekmektedir. Yani takibi şikayete bağlı suçlardandır. Bu nedenle hem fiilin hem de failin yani ikisinin de birlikte öğrenilmesiyle beraber 6 ay içerisinde bağlı bulunulan savcılığa bir şikayet dilekçesi verilmesi gerekmektedir. Bu suç ile ilgili dava zamanaşımı 8 yıldır. Yani 8 yıl içerisinde ve fakat suçun öğrenilmesinden itibaren 6 ay içerisinde bu suç ile ilgili olarak şikayet gerçekleştirilebilir. 8 yılın geçmesi ile birlikte suç için kanunda öngörülen dava zamanaşımı dolduğundan artık şikayet edilse dahi kovuşturmaya başlanmayacaktır. Bu suç için uzlaştırmaya bağlı suçlardan olduğu için kovuşturma aşamasına geçilmeden önce uzlaştırma prosedürü uygulanması gerekmektedir.

Bu suç bakımından dikkat edilmesi gereken en önemli husus, kayda alınan ses kayıtlarının aleni olup olmamasıdır. Aleni olma veya olmama durumunun konuşmanın yapıldığı yer ile bir alakası yoktur. Kamuya açık alanlarda yapılan konuşmalarda alenilik içerir. Aleni olmayan konuşma, üçüncü kişiler tarafından özel bir çaba sarf edilerek dinlenen konuşmalardır. Özel bir çaba sarf edilerek dinlenen veya kayda alınan konuşmalar aleni konuşmalardır ve bu suçu oluşturacaktır.

                                                                                                                                   Av. S. Ahmet AKGÜN

Leave Comments

Ara