EŞLER ARASINDA ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ
Özel hayat, TDK tarafından “kişilerin kendine özgü yaşayışı, yaşama tarzı, kendisini ilgilendiren tutum ve davranışı” olarak tanımlanmıştır.
Özel hayatın gizliliğinin ihlalinden bahsedebilmek için öncelikle özel hayattan ne anlamamız gerektiği ve sınırının ne olduğundan bahsetmek gerekir. Özel hayat ; başkalarının bilmediği ve bilmesi gerekmediği, kişinin herkesten gizlediği ancak kişi istediğinde başkalarıyla paylaşabildiği hayatıdır.
Özel hayatın gizliliği, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesinde “Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.” denilerek; Anayasanın 20. maddesinde “Herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.” denilerek güvence altına alınmıştır.
Özel hayatın gizliliğine bu denli önem verilirken özel hayatın ihlal edilmesi halinde cezasının olmaması düşünülemez. Türk Ceza Kanunu 134. maddesinde şöyle özetlemiştir:
” Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde verilecek ceza bir kat arttırılır.”
“Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”
Suç, genel kasıtla işlenen bir suçtur. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işleyen kişinin başkasının özel hayatına müdahale ettiğini bilmesi ve istemesi suçun oluşumu için yeterlidir.
Bir eylemin özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturup oluşturmadığı somut olaya göre değerlendirilmesi gereken hassas bir konudur. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun oluşabilmesi için insanların birbirinin gizli yaşam alanlarına girerek başkalarının görmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayını saptaması veya kaydetmesiyle gerçekleşir.
Özel hayatın gizliliğini görüntü veya sesle kayda almak suretiyle ifşa edildiğinde ise suçun nitelikli hali oluşmuş olup iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçuna ilişkin uyuşmazlıkların pek çoğu, eşler arasında ve aynı konutu paylaşan kişiler arasında ortaya çıkmaktadır. Eşler arasında özel hayatın gizlilik hakkı, evlilikle ortadan kalkmaz. Kişilerin evli olmaları ve aynı konutu paylaşmalarından dolayı birbirlerinin özel yaşam alanına giren hususlara kolayca ulaşabilme olanağına sahip olmaları, eşlerin hiçbir sınır olmaksızın birbirlerini sürekli gözetleyebilecekleri şeklinde yorumlanamaz. Ancak, kişinin bir daha kanıt elde etme imkanının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma olanağının olmadığı ani gelişen durumlarda, bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Esasen bu hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığından da söz edilemez.
Av. Tuğba COŞKUN