Türkiye’deki bazı ölümlerde çeşitli bulguları tespit edilen siyanürün hukuka uygun olmamasına rağmen çeşitli platform ve yerlerde satışının yapılması yasal düzenlemeleri gündeme getirdi.
Uzmanlar, çok tehlikeli bir madde olan siyanürün başta “darknet” (derin internet) ortamında satılabildiğini belirterek, bunun önüne geçilebilmesi için bu tür sitelere erişimin engellenmesi gerektiğini bildirdi.
Bilişim Hukuku Derneği Başkanı Avukat Kürşat Ergün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, siyanür satışının bazı düzenlemelere bağlı olarak yapıldığını söyledi.
Ergün, bu satışların “Kullanımı Kontrole Tabi Kimyasal Maddeler Hakkında Yönetmelik” ile belirlendiğini ifade ederek, “Siyanürün, internet üzerinde vatandaşlara doğrudan satışı hukuka uygun değil. Ancak maalesef birçok internet sitesinde siyanür satışı yapılabiliyor. Bunun önüne geçilebilmesi için bu sitelere erişimin engellenmesi gerekiyor.” diye konuştu.
Mevcut yasal düzenlemede sitelere erişim engelleme kararının adli makamlar veya Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) onayıyla verildiğini dile getiren Ergün, etkin ve hızlı çözüm için Sağlık Bakanlığına doğrudan erişimin engellenmesi kararını verme yetkisinin tanımasını gerektiğini savundu.
Ergün, bazı ilaçlar için bakanlığın erişim engelleme yetkisi olduğunu anımsatarak, “Bakanlık bu yetkisini etkin bir şekilde kullanıyor. Örneğin düşük doğum hapları ve zayıflama ilaçlarında durum böyle. İlgililer de bakanlık kararına karşı yargı yoluna başvurabiliyor.” ifadelerini kullandı.
“Siyanürün üretimi, edinilmesi, transferi yasak”
Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (KBRN) Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent Kenar da siyanürün geçmişteki savaşlara bakıldığında kitle imha silahı olarak da kullanıldığını belirterek, “Ülkemizin de üyesi olduğu ve 1997’de imza attığı Kimyasal Silahlar Sözleşmesinde de siyanür üçüncü kategori bir kimyasal silah olarak belirtilmektedir. Bu sözleşmeyle siyanürün de içinde bulunduğu kimyasal silahların kullanımı, geliştirilmesi, üretimi, edinilmesi, saklanması, stoklanması ve transferi yasaklanmıştır.” diye konuştu.
Prof. Dr. Levent Kenar, vücuda sindirim veya solunma yoluyla alındıktan sonra eritrosit denilen kırmızı kan hücrelerinin oksijen taşıma kapasitelerinde hasar oluşturmaları nedeniyle “kan zehirleyici ajanlar” olarak da adlandırılan siyanürün, merkezi sinir sistemi ve kalp-damar sisteminde fonksiyon bozukluklarına sebep olduğunu dile getirdi.
“Her yerden bu maddeye ulaşmak mümkün”
Adli Bilişim Uzmanı İsa Altun da her yerden siyanüre ulaşmanın mümkün olduğunu belirterek, “İnternette, alışveriş sitelerinde bile bu maddeye rastlamak olası. Derin internet denen ‘darknet’ ortamında da başta siyanür olmak üzere her türlü zehre ulaşılabiliyor. Bilişimin getirdikleri kadar götürdükleri de var.” değerlendirmesini yaptı.
Altun, medyada konunun sürekli gündemde tutulmasının bazı zararları olduğuna değinerek, “Bu artış aynı zamanda şiddetle ilgili haberlerde de görülüyor. Konu gündemde kaldıkça insanlar bilişim sistemleri aracılığıyla siyanür hakkında daha çok bilgiye ulaşıyor. Bu madde sanayide, kuyumculukta ve birçok sektörde kullanılıyor. Doğal olarak da siyanüre ulaşmak zor değil.” şeklinde konuştu.