“İçerik sağlayıcılar, içeriklerin hukuki olup olmamasından sorumlu”
Bilişim Hukuku Derneği Başkanı Avukat Kürşat Ergün de Youtuberların 5651 numaralı yasaya göre içerik sağlayıcı durumunda olduğunu, bu içerikler kendilerince ne kadar ilginç ve dikkat çekici olursa izlenme, takip edilme ve tıklanma oranlarının da o kadar arttığını söyledi.
Dolayısıyla Youtuberların buna bağlı olarak kazançlarının da bir hayli fazla olduğuna değinen Ergün, “Bunu da sağlamak amacıyla özellikle Youtuberlar arasında sıkı bir rekabet var. Daha farklı daha ilginç ne yapabiliriz gibi bir takım arayışlar içerisine giriyorlar. Tıklanma oranlarının ötesinde, onları ayakta tutan ve ciddi paralar kazandıran sponsorluk ve reklam mekanizması var. Değişik firmalar ve markalar ürünlerini pazarlayabilmek amacıyla Youtuberları kullanıyorlar.” dedi.
Hukuken bakıldığında, içerik sağlayıcıların, sağladıkları içeriklerin hukuki olup olmamasından sorumlu olduklarını, içeriklerin kanunlara ne kadar uygun olup olmadığı noktasında herhangi bir soruşturmaya tabii tutulabildiğini ifade eden Ergün, sözlerine şöyle devam etti:
“Maçtaki olay üzerinden bakarsak, evet ortada bir suç var. Bunun üzerinden de bir reklam sağlama, rant elde etme gibi bir durum söz konusu. Burada önemli olan husus şu; Youtuberları düzenleyici bir mekanizma yok. RTÜK’ün son internet içerikleri ile ilgili bir düzenlemesi var. Youtube bunun içine girmiyor. Öyle olduğu içindir ki kötü niyetli veya bundan değişik şekillerde menfaat elde etmeye çalışan, özellikle 8-16 yaş seviyesine hitap eden Youtuberlar, bu kitleleri kendilerine çekebilmek adına suç da dahil olmak üzere birçok unsuru kullanmaktadır.”
“Para kazanmak adına tüm etik değerler gözardı ediliyor”
Para kazanmak adına tüm etik, ahlaki ve hukuki değerlerin bazı Youtuberlar tarafından gözardı edildiğini belirten Ergün, “Ne yazık ki herhangi bir eğitim almamış, yetiştirilmemiş, neyi ne şekilde paylaşması gerektiğini bilmeyen kişiler tarafından bu içerikler oluşturuluyor.” dedi.
Türk Ceza Kanunu kapsamında suç sayabilecek birçok şeyin Youtube’un kendi ilke ve kurulları açısından suç sayılamayabildiğini vurgulayan Ergün, “Dolayısıyla bu yayınlar hızlı bir şekilde dolaşıma sokulabiliyor. Bunlarla ilgili ne kadar yasal düzenleme yapılabilir bilemiyorum ama suç içeriği olduğu andan itibaren, bu suç içeriğine destek sağlayan sponsorlar da dahil olmak üzere, bu içeriği oluşturan kendisine de Youtuber ismi verilen kişilerin adli soruşturmalara tabi tutulması, haklarında cumhuriyet savcılarınca işlem başlatılması, suç içerikli metaryallerin yayılmasının engellenmesi gerekiyor.” diye konuştu.
“Devletin bu Youtuberları eğitime tabi tutması şart”
İnsanların tepki göstermelerine rağmen bu tür içerikleri izlediğine dikkati çeken Ergün, “Bu içeriklerin izlenmesi, hatta nefret duyularak izlenmesi bile bu içerikleri sağlayanlar açısından para kaynağı. Dolayısıyla bu sistemin ortadan kaldırılabilmesi için devletin bu Youtuberları belli etik, ahlaki ve yasal düzenlemelerle alakalı bir eğitime tabi tutması şart. Aksi halde özellikle küçük çocuklar hedef olmak üzere. Bu içerikleri izleyen, bunlardan etkilenen ve her geçen gün daha farklı içerikler üretme derdine düşen insanlar var.” dedi.
Vergi sorunu
En ufak bir kamu çalışanından, işçiden bile vergi alan bir devlet yapısı varken, internet üzerinden çok ciddi paralar kazanan, devlete bir kuruş vergi ödemeyen bu kitlenin varlığına dikkati çeken Ergün, şunları kaydetti:
“Buradaki sıkıntı Youtube’ın Türkiye’yi vergisel anlamda muhatap kabul edip etmediği hususu. Youtube üzerinden yayınlar gerçekleştiği için bunların para dağıtımı da Youtube tarafından yapılıyor. Hal böyle olduğu için bunların gelirlerini tespit etme noktasında da bir takım aksaklıklar var. Evet tıklanma oranları önemli ama Türkiye’de faaliyet gösteren ticaret firmalarının ürünleri bu kişiler tarafından pazarlanıyor. Hiç olmazsa bu firmalarla alakalı bir takım düzenlemelere gidilip, bunların vergilendirilmesi veya gelirlerinin belli kademelerde netleştirilmesi çok önem taşımakta.
Aksi halde farklı içerik oluşturacağız derdiyle radikalleşip ya da çok daha farklı şeyleri ortaya koymaya çalışıp, kendileri de dahil olmak üzere kendi kitlelerinde olan, özellikle internet üzerinde güvenliksiz ve korumasız olan çocukları tesir ve etki altına alabilecek bu tür yaptırımların düzenlenmesi çok zor gözüküyor. Dolayısıyla bununla ilgili bir çalışma grubu oluşturulup, gerekirse youtuberları bir araya getirebilecek organizasyonlar düzenleyip devlet etiği, hukuk kuralları çerçevesinde ne şekilde davranmaları, içerik üretmeleri, kazançlarının ne şekilde yansıtılması gerektiğine dair çalışma yapılacak olursa, belli düzen dahilinde olur diye düşünüyorum.”